Parktaki Cinayeti Gördüm

 PARKTAKİ CİNAYETİ GÖRDÜM

Menemen Şehir Parkı her nasılsa Menemen’in nispeten korunabilmiş bir yeşil alanıdır. Bu alan ülkemiz koşullarına göre ulu kabul edilebilecek ağaçları, nispeten ferah oturma ve yürüme alanları ile Menemen halkı için bir nimettir. Bu parkın çeşitli dönemlerde orasının burasının çeşitli şekillerde işgal edildiği görülmektedir. Bilindiği üzere Serdar Aksoy’un bu parkta yaptığı yeşil kıyımı ve betonlama sebebiyle ilk muhalefet hareketini biz başlatmıştık. O zaman bize yerel iktidar kanadından da bazı Belediye Meclis üyeleri destek vermiş ve bu destek sayesinde Belediye Meclisinde Aksoy’un bu hatalı eyleminin durdurulması kararı çıkmıştı.

Cuma günü Başkan Vekili Deniz hn. ve üç Belediye Meclis Üyesi ile parkta buluştuk. Başkan Vekilliğinin yürütmesinin durdurulan Deniz hn. ve bu talana karşı mücadele veren tüm Belediye Meclis üyelerine teşekkürlerimizi sunup, gelecekte bazı şeylerin daha iyi olacağı yönündeki ümidimizi vurguladık. Üyesi olduğu partisinin bize görüşme randevusu vermemesine rağmen kendi bürosunu açarak bizi misafir ettiği için bizim gönlümüzde ayrı bir yeri oldu Deniz hanımın. Ama o gün gelen Halil Akbulut , Özgül Metin, İhsan Perçin başta olmak üzere muhalefet oyu veren tüm meclis üyelerine şükranlarımızı sunduk.

Bunlar olur biterken ben parkta betonlanan alanı inceleme fırsatı buldum. Migros’un arkasında en az 1000 m2 alanda olan ağaçlar kesilmiş, duvarlar çekilmiş, zeminin nerede ise tamamı betonlanmış, betonlanmamış alanlar da inşaat artıkları, beton kırıkları ile doldurulmuştu. Bu alanda geriye canlı toprak kalmamıştı yani. Tahminen 350 M2 taban alanına oturan iki katlı bir bina kondurulmuştu. Bu iki katlı binanın üst katında 4 oda bir mutfak alanı kadar alan vardı. Altta ise iki büyücek dükkân bir de pasaj görünümlü geniş bir alan gözlemleniyordu. Üst katta gördüğüm çeşitli içki şişeleri,  yanmış bir yorganın artıkları buranın sahipsiz bırakıldığının kanıtlarıydı. Demek ki burası berduş yatağı olmuştu. Şehrin göbeğinde yaratılan bu mezbelelik için derin üzüntü duydum. Karşı evlerde oturanların bu alanı iyi gözlemelerini bu yorgan yakanların yine aynı şeyi yapıp bir felakete yol açabilecekleri konusunda toplumu bilgilendirmek isterim.

Menemen halkı için bu binanın buraya ne amaçla yapıldığı her zaman bir bilmece oldu.  10-15 M2 bir tuvalete diye çıkılan inşaat 1000 M2 veya fazlası yeşilin kıyılmasına, toprağın betona boğulmasına yol açmıştı. Bu apaçık bir çevre cinayeti, apaçık bir şehircilik cinayetiydi.

Migros binası ile bir L şekli oluşturan binanın avlu görünümündeki alanına nerede ise tüm alanı kaplayan bir beton atılmıştı. Bu betonun üzerinde 20 bölüme ayrılacağını gösteren 20 tane pis su borusu bırakılmış ağızları korumaya alınmıştı.

Bölümlere bakılarak burasının asla bir tuvalet olmadığı apaçık görülüyordu. Nargile kafe gibi bir şey olacağı duyumları aldığımız bu binaya itirazlar yükselince Serdar Aksoy, kendi kelimeleri ile önce “engelli Cafesi”, sonra “sosyal donatı alanı” olacak gibi yuvarlak laflarla bizi oyalamaya çalıştıktan sonra,  nerede ise binanın kabası tamamen bittikten sonra, aniden akıllarına gelen müze fikri topluma afişle ilan edilmişti. Plansız programsız başlanılıp ardından ne yapılacağı adım adım dönüştürülerek gerçek yapılma amacının gizlendiği bir bilmece binadır burası. Biz Serdar Aksoy ile görüşürken müze olma düşüncesi asla aklında yoktu. Bize binayı durdurma sözü verdikten, önce imar komisyonu sonra meclis binanın inşaatının durdurulmasına karar vermesine rağmen kimi zaman tam gaz inşaatına korona yasakları sırasında bile devam edilen; akıllarına gelen dahiyane (!) müze fikri ile kılıf bulunduğu zannedilen, plansız programsız haksız hukuksuz sıkıştıkça amacı değiştirilen bir bilmece gibiydi bu bina. Belediye kaynaklarından yapılmadığı bilinen bu binanın harcamalarının hangi kaynaktan kimler tarafından ve en önemlisi neden, karşılandığı da toplumun merakı ettiği ucube bir bina bu. Her ne olursa olsun parktan 1 dönüm daha alan betona boğulmuş oluyor.  Buna kimsenin hakkı olmamalıydı.

Benim gözlemlerime göre burası bir alışveriş merkezinin yeme içme alanı gibi planlanmıştı. Örneğin Forum Bornova girişindeki Tat Mahal isimli yeme içme yerleri grubu gibi. Ortadaki büyük beton avlu da inşaat bitip resmi işlemler tamamlandıktan sonra prefabrik malzeme ile bölünüp üzerinin kapatılacağı çok belli. Belki de çok sayıda küçük büfe içeren alan elde edilecekti. 20 tane pis su gideri bırakılmasının bir amacı vardı mutlaka. İyi ama alışveriş merkezlerinin yeme içme alanlarında oturma alanları var burası bu kadar binayla doldurulursa yiyeceklerini alanlar nerede yiyeceklerdi diyebilirsiniz. Kolayı var canım. Koskoca park hizmetlerinde, bundan iyi oturma alanı mı bulacaklar?  

Tabi bunlar benim tahminim. Ne yapmaya çalıştıklarını en iyi yapanlar biliyorlar. Umarım Belediye’nin sadece hurda paralarının nereye gittiği gibi konular değil de bu yeşil cinayeti, bu şehircilik cinayeti de soruşturulur da biz de gerçeği o zaman öğreniriz. 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MENEMEN BELEDİYESİNDE HIRSIZLIK

TİK TOK ' DA DÖNER MINCIKLAMAK

BÜYÜK GEÇİM SIKINTISINA HAZIR MISINIZ