TİK TOK ' DA DÖNER MINCIKLAMAK

TİK TOK DA DÖNER MINCIKLAMAK

Gün geçmiyor ki birilerinin bir paylaşımı medyanın gündemine oturmasın. İnsanların özentilerini gıdıklayanlar kadar tepki çekecek paylaşımlar da medya için iyi malzeme oluyor. Bu paylaşımları yapanlar sonunda kendileri zarar görse de yaptıklarından vaz geçmiyorlar.

Geçen aylarda süt banyosu yapan iki işçi, görüntülerdeki banyo süt, kazan süt kazanı olmamasına rağmen işçiler işten atılmış firma ağır cezalarla yemişti. Bu cezalara rağmen birileri TikTok’da döner mıncıklama videosu paylaşmış. Tabi yer yerinden oynadı. “Skandal görüntü, iğrençlik” gibi başlıklarla okuduk haberi. Haberde iki işçinin maskesiz paketleme yaptıkları, bu görüntüler üzerine Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da harekete geçtiği yazıyordu. Yazıda “ rezillik, iğrençlik, ağır ceza verilmediği sürece bu Tik Tok rezaletleri bitmez. Önlük diye üstlerine çöp poşeti geçirmişler, o iğrenç ağzına sürdüğü gıda, neresinden tutsanız rezillik “ şeklinde tepkiler yazılıyordu. 

Bu haber yine medya için iyi bir malzemeydi. Belli ki ilgiyi çekmişti ve bu ilgiden yararlanmak gerekirdi. Beklendiği üzere medya bu haberi mıncıklamaya devam etti. Ertesi günkü başlık “ Skandal görüntünün ardından harekete geçildi. Dönerler imha edilecek” idi. İşletmenin tespit edildiği, en ağır cezaların yazılacağı, etlere imha edilmek üzere el konulduğu, görüntülerdeki iki kişiye koronavirüs tedbirleri kapsamında maske takmadıkları için ceza yazıldığı ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu öğrendik haberlerden.

Vatandaşını en iyi şekilde koruma iddiasındaki yetkililer içimizi rahatlatacak cezaları en hızlı şekilde uygulayacaktı. Oh olsundu. Belki bu cezalar onları böyle mide bulandırıcı videoları TikTok da paylaşmaktan durdururdu.

Aslında olayın gerçeği neydi? Videoyu dikkatle izledim. Çöp poşeti değil tek kullanımlık naylon önlük takmış iki işçi başlarında boneleri ellerinde eldivenleri ile yarı pişmiş döner paketliyorlar. Bu aşamada müzik eşliğinde bir video çekmişler. Etleri mıncıklıyorlar atıp tutuyorlar, hatta bir ara birisi bir parça döneri ağzına yaklaştırır gibi yapıyor. Büyüklerimiz bir konuşma için kürsüye geldiklerinde maskelerini çıkartıp daha yakışıklı görünüyorlar ya, oradan öğrenmişler belli ki. Bunlar da video çekerken maskesiz çekmişler.

Benim gibi bir cerrah gözü ile bakarsanız bu kişilerin yaptıklarında teknik açıdan hiçbir iğrençlik olmadığını görebilirsiniz. Gıdaya sadece eldivenli elleri ile dokunuyorlar. Asla kollarını, giysilerini veya ağızlarını değdirmiyorlar.  Sadece eldivenli elleri ile tutuyorlar. Ağzına doğru götüren çok yaklaştırmıyor. Tamam, bu kişiler sakallı makallı yurdum insanı. Görüntü de bu sebeple çok iç açıcı değil.

Paketledikleri yarı pişmiş döner. Bunları köpük kaplara koyuyorlar. Tekrar pişirilerek yenecek bir ürün bu. Bu yolla korona aktarılması zaten hiç beklenmez de bir de pişirilerek yenecek bir ürün olması sebebiyle böyle bir olasılık olsa bile sıfırlanır. Ayrıca madem o kadar titizsiniz. O köpük kaplar hangi makinelerde üretilip paketleniyor, hangi depolarda saklanıyor hiç düşündünüz mü? Sanki köpük kap için özel bir temizlik yapılmış gibi. İşin doğrusu şu, gıdaya canlıya gelen mikrop, mikroplu ürün bulaşmaması hedeftir. Köpük kap da çok masum değildir. Ancak bu kadar temizlik sağlayabilir. Daha ötesi titizlik yapacak olursanız ona da birçok laf edilebilir.

Şimdi bu etler niye imha ediliyor? Topluma “bak sizi ne kadar düşünüyoruz “ mesajı vermek için. Sizce bu inandırıcı mı? Ortada insan sağlığını tehdit eden bir durum yok ki. Yazık değil mi? Bu kişilerin suçlandıkları konular, kesilen cezalar ne kadar yerinde? Yaptıklarında hakikaten korona riski var mı? Hiçbirisi değil. Ne korona riski var ne de insan sağlığını tehdit eden bir durum. Ama ceza manyağı yapıldılar. Bu da onlarda haksızlığa uğradıkları hissi olarak yaşayacak. Onların ıslah olmasına hiçbir katkıda bulunmayacak.

Oysa asıl sorun gıdaya karşı saygısızlık, saygısızca davranmak. İnsanların yaşamlarının birçok anını yerli yersiz mahrem veya namahrem uluorta paylaştıkları günümüzde gıdaya saygısızlık beklenmeyen bir durum mu? Asla değil. O durumda asıl mücadele edilmesi gereken bu davranışlar değil mi ?

Oysa çok değil daha 40-50 yıl önce yere ekmek düşürdük mü onu alır öpüp başımıza koyar ardından ayakaltında ezilmeyecek kuşların başka hayvanların erişebileceği bir yere saygı ile koyardık. Sonra ne oldu? Bir anda zenginleştiğimizi zannettik.. Zenginleşirken de züppeleştik. Manevi değerlerimizi kaybettik. Manevi değerlerimiz para etmiyordu çünkü.

Büyüklerimiz ekmek simgesini kullanarak bize gıdanın nimet olduğunu öğretmişlerdi. Gıdaya saygı duymak onu israf etmemek zorundaydık. Öyle yetiştirildik. Tabağındaki pilavdan arta kalan son pirinç tanesini parmağının ucu ile tutup alan babaannem bana onun ne kadar büyük bir emekle soframıza geldiğini anlatırdı. Sofra bezimizi kuşların ekmek kırıntılarını alabilecekleri yerlere doğru silkelerdik. Şimdi büyük miktarda gıdayı israf ediyoruz. İsraf ettiğimiz yetmiyor gibi onları iğrenç poşetlerle düğüm düğüm sıkıp çürümeye terk ediyoruz. Yani müsrifiz, görgüsüzüz.

Çok değil daha 40 -50 yıl önce büyüklerim bana önce ekmeği yere düşürdüm mü alıp öpüp başıma koyup sonra da bir hayvanın erişebileceği bir duvar üstüne saygı ile koymayı öğretmişlerdi. Hala benzer davranıyorum. İşte benim dindarlıktan asıl anladığım bu: manevi olarak iyi insan olmak ve iyi insan davranışları sergilemek. Şeklen dindarlaşan toplumumuz manevi değerlerinin çoğunu kaybetti. Kaybetti mi? Kaybettirildi mi? Bence ikisi de. Gıdayı bu şekilde saygısızca mıncıklayan o iki kişiye asıl bu eğitim verilmeliydi. Onlara benzeyen toplumun çoğunluğunu eğitmek yerine o haksız cezalar kesilince; üstelik bir de nimet olan gıda yersiz yere imha edilince bu kişiler eğitilmiş mi oluyor? İşletmelerimiz hakikaten her zaman çok iyi denetleniyorlar mı? Yoksa kimi zaman neyi yediğimiz pek belli değil mi? Bu cezalar genel soruna bir çözüm olacaklar mı? 

Bu olayın köklerine inebilmek için toplumsal çalışmalar yapılmalıydı. Ranta yönelik koşullandırılan bir tüketim toplumu yaratıldı. Çünkü manevi değerler para etmiyor. 


Yorumlar

  1. Çok güzel bir yazı olmuş. Konuya bakış açınız çok doğru. Kutlarım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MENEMEN BELEDİYESİNDE HIRSIZLIK

BÜYÜK GEÇİM SIKINTISINA HAZIR MISINIZ