MENEMEN BELEDİYESİNDE HIRSIZLIK
MENEMEN BELEDİYESİNDE HIRSIZLIK
Başlık ilginizi çekti değil mi? Evet nedense kimi konular daha çok ilgiyi çekiyor. Menemen Belediyesi her iki tarafa bağlı partiler tarafından yıllardır kötü yönetiliyor deseydim bu kadar ilginizi çekmezdi. Oysa her konuda olduğu gibi bu konuda da işin özü esas. Bu kötü yönetim tarzının değişmesi umuduyla, tüm engellemelere bölünmelere rağmen ezici çoğunlukla seçilen Aksoy da bu tarzı aynen benimseyip pervasızca sürdürüyordu. Ama o ve bazı ekip arkadaşları bir akçeli hırsızlık iddiası ile tutuklandılar. Bu iddialar doğru mudur yanlış mıdır bilemem. Yanlışsa umarım aklanırlar. Kimsenin mağduriyeti kişisel hedeflerim arasında değildir. Ama aklansalar bile benim gözümde yapılan kötü belediyecilik sebebiyle mahkûmdurlar. Kötü belediyecilik ne demek? Halkın tümünün çıkarına olmayan belediyecilik demektir. Şehrin insanlarının malı mülkü olan belediye kaynaklarını israf etmek, bazı çevrelere rant üretmek için halkın yararına olmayan projeler üretmek, kaynakları israf etmek demek, şehrin yeşiline, doğasına rant için göz dikmek, yasal bir kılıf bulunsa bile bazı çevreleri zengin edip belediyeyi fakir etmek demektir. Geldiğim 1991 yılından beri Menemen bu kötü yönetim anlayışı ile yönetiliyor. Dileğim ülkeyi ve Menemen’i çöküşe götüren bu yönetim anlayışının bir önce terk edilmesidir. Duvara doğru bu tam gaz gidişi durdurabilecek tek güç halkın oylarıdır, halkın iradesidir. Umut sizde yani. Bilenler anlatmak, toplum da anlamak zorundadır. Bu gidiş iyi gidiş değildir. Bu gidişin sonu felakettir.
Şöyle anılarımı basitçe karıştırdığımda Aksoy Meclisi demir yumruk ile baskı altına almaya çalışıyor halkın iradesinin kendisine engel olmasını önlemeye çalışıyordu. Şehrin parkının göbeğindeki bir doğal alanı betonlamaktan çekinmedi. Buna karşı çıkanlara gücü yeterse kara çalmaya, baskılamaya çalıştı. Plansız programsız onaysız o kaçak yapıya çeşitli kılıflar bulmaya çalıştı. Gerçekleri gizlemeye çalıştı. Tahir Şahin de mecliste termik santrale karşı çıkanlara “ülkeyi bölmek isteyenler” diyerek çamur atıyor onları etkisizleştirmeye çalışıyor, olmadı meclisi çalışamaz hale getiriyordu. Yine Şahin termik santralin binlerce ton zehirli atığını alıp şehrin doğal bir ortamına kamyon kamyon döktürmüştü. İçme suyunda zehirli ağır metaller nereden çıkıyor diye merak etmeye gerek yok kendi içme suyumuzu kirleten kendi Belediye başkanlarımız oldu oluyor çünkü. Termik santralin zehirli atıklarının döktürüldüğü o yerde tüm İzmir’e içme suyu sağlayan su kuyuları vardı oysa. Yine Şahin şehrin tek doğal tepesine devasa beton duvarlar dikti. Tepenin bir bölümünde hiç toprak kalmadı, doğa da kalmadı. Orasının yeşil alan olduğu sadece aldatmaca şehir planlarında görünüyor. Biz beton görüyoruz. Daha önceki Gürsoy ne yaptı? Tüm İzmir’in çöplerini işleyecek kadar büyük yani o gün için Menemen için zararlı bir çöp tesisini dünyanın en değerli tarım alanlarından birisinin ortasına getirip dikmeye kalktı. Tabii ki asıl hedefleri bu tesis değildi, bu tesis sayesinde alınacak devasa fon paralarıydı esas hedef. Bu borç yükü Menemen halkına, yani bizlere, yüklendi. Bunlar birer örnek sadece.
İşte Menemen halkı son yerel seçimlerde bu sebeplerle değişim sağlamaya çalıştı. Elindeki adaylardan o güne kadar bu kirliliğe karışmamış olduğunu düşündüğü Aksoy’a oy verdi. CHP den ihraç istendiği için istifa eden önceki başkan açıktan Cumhur İttifakı yani AKP yi desteklemesine rağmen CHP nin içinde olduğu Millet ittifakı ezici üstünlükle kazandı. Halk değişim istiyordu. Türkiye’ye hâkim olan yönetim anlayışını ve Menemen’i aynı tarzda yönetenleri istemiyordu. Menemen Belediye Meclisinde sandalyeler 20 ye 12 şeklinde Millet İttifakının ezici üstünlüğünde dağıtıldı. Halkın takdiri bu şekildeydi. İşte ülkeyi son on yıllarda yönetenlerin dilinden düşürmediği bu “ halkın takdiri” “halkın tercihi” bizzat ülkeyi yöneten zihniyet tarafından, son gelişmeler sırasında çalındı. Bu bir hırsızlıktır.
Evet Aksoy koltuğa oturur oturmaz çok kötü bir belediyecilik anlayışı göstermeye başladı. Mecliste buna direnenler oldu. Önce Millet ittifakından bir üye Meclisten istifa etti. Fısıltı gazetesi bunun baskı sebebiyle istifaya zorlama şeklinde olduğunu yazdı. Yerine bir yedek üye geçti. Ardından dedikodular ayyuka çıkınca çok geç de olsa CHP konuya el koydu Aksoy’u bir önceki başkan Şahin gibi disipline sevk etti. Aksoy da bir anda Şahin’in yaptığı gibi yönünü AKP ye çevirdi ve partiden, “yolun yolumdur” diyen bir yandaşı ile beraber istifa etti. Tutuklandığında Meclis’te Millet ittifakının sandalyeleri 20 den 18 e düşmüştü. İş vekil seçmeye kalktığında Aksoy yandaşı 3 CHP’li üye daha oylarını AKP lehine kullandığında ortaya halkın takdirinin meclisteki bu üyeler aracılığı ile çalınıp vekil de olsa Başkan’lığın halkın tercih etmediği ittifaka teslim edildiği bir sonuç ortaya çıktı. Bu halkın tercihinin kendisine vekil ettiği üç beş kişi tarafından çalınmasından başka bir şey değil de nedir? Halk buna sebep olanları, aracılık edenleri ve tenezzül edenleri sandıkta cezalandıracaktır. O zamana kadar olan Menemen’e olacaktır.
Menemen Belediye Başkanlığı yetkisini şu an halkın oy vermediği taraf kullanmaktadır. Halkın iradesi emanet edildiği ellerce alınıp, halkın iradesinin zıddı olan karşı tarafa teslim edilmiştir. Özetle halkın iradesi çalınmıştır.
Değerlendirmeleriniz,tespitleriniz doğru bunu Menemen halkına anlatmak gerekir kaleminize sağlık
YanıtlaSil